h3.post-title { font-family: 'Kaushan Script', cursive;}

21 Ağustos 2014 Perşembe

Dekorasyonda ''OMBRE''

Uzuunca bir aradan sonra herkese merhabaa:) Son günler blogu biraz ihmal edip sevdiklerine zaman ayırma günleriydi benim için. Elinden tutup o güzel insanların ucundan kıyısından beraber yakalamak gerekir zamanı, öyle değil mi?

Bugün sizlere son yılların dillerde dolanan, nedir bu ombre canım, türkçe konuş arkadaşım dedirten akımdan bahsedeceğim. Belki de bu kelimenin sözlük anlamını bilmesek de birçoğumuzun hayatına saç diplerinden uçlarına doğru yumuşak renk geçişiyle doğal saç trendiyle girdi diyebiliriz yanılıyor muyum? Bu yumuşak renk geçişinin sadece sizde değil evinizde de harikalar yaratacağını, yüzünüzü yumuşatan saçlarınız kadar odalarınızın da havasını tamamen değiştireceğinizi söylesem.. Bence siz de bu görsellerle saçınızla beraber evini de değiştirmek isteyenlerden olacaksınız, kendimden biliyorum:)










Sofralarınızda, tablolarınızda hatta kitaplarınızda bu uyumu yakalamak evinize renk katmak adeta. Pastel tonların ombreye daha çok yakıştığını söyleyebilirim, pembeler, maviler ve yeşiller tam da bu modanın esiri. Yine de ben ombrenin ev dekorasyonunda yakıştığı en gözde parçalar arasında 1.sırayı şifonyerlere veriyorum, gelin beraber bakalım.









Ve tabi ki 2. sıra perdelerin. Perdeler ev dekorasyonunun en önemsenmeyen, tek düze seçilen, yıldızı parlamamış assolistleridir adete. Bir evi vezir de rezil de eden onlardır, sanırım bu nedenle riske girilmez. Belki bu perdeleri görünce sizin de fikriniz değişir, ne dersiniz?









Vee 3.lüğü de duvarlara veriyoruum:) Perdelerle aynı kaderi paylaşan fakat son yıllarda kaliteli duvar kağıtlarının daha ulaşılabilir hale gelmesiyle yıldızı parlayan duvarlara.. Duvarda ombre geçişi o kadar çok videoda DIY projesi olarak yapılmış ki gözümü karartıp müstakbel evime deneyesim geliyor. Benim 'bu kafayla' boya badana işine girmişliğim de varken neden olmasın diyorum:)









Merdivenler, kaloriferler, korkuluklar bizi bekler, boyayı elimize almışken sakın ha bırakmayalım daha fırça vuracak çok yer var, gelin bakalım:)







Saçınızdan, odanıza, evinize bu akımın kulaktan kulağa fısıldarcasına ulaşması dileğiyle..

Esen kalın, 'hoşça' kalın:)



PS: Görseller google taramasıyla bulunmuş olup şahsıma ait değildir, emeğe saygı:)



7 Ağustos 2014 Perşembe

Beni Benden Aldı Chesterfield Modası

Chesterfield..Kimileri Kanada ve Amerika'nın bazı bölgelerinde eski dönemlerde iki ve ya üçlü koltukların tümüne verilen genel bir isim olarak kabul edildiğine ve bu şekilde günümüze kadar geldiğine inanıyor. Kimileri İngiltere civarında kol ve sırt kısmında bir dolu düğme bulunan deri kaplı, o zamanlarda kütüphaneleri süsleyen koltuklara verilen bir isim olup kulaktan kulağa geldiğine. Bazılarıysa Chesterfield'ın sadece koltuğun sırt kol ve arka kısımlarının düğmelerle donanması olduğuna.

Ben de üçüncü 'dedikodu'ya kulak vererek hepimizin bildiği 90'ların güzelim düğmeli koltuklarının modasını günümüze taşıyan tüm o güzel insanlara şükrederek müstakbel evim için de araştırdığım görsellerden, kullanım alanlarından, ay canımmm bu da güzelmiş hangisini alsam acaba dediklerimden bahsedeceğim. Bende bu düğme sevdası aldı başını gidiyor aa dostlar, belki yorumlarınızla nerede kullanmam gerektiğine karar verebilirim. Buyurun beraber bakalım..







Ben bu koltukları nasıl ve nerede kullanabilirim derseniz bunun başında oturma odaları ve çalışma odaları olabilir diyebiliriz.Evin tamamından ziyade ikili ve ya üçlü koltuktan bir tanesinin düğmeli olmasının daha dengeli bir tercih olacağını düşünmekle beraber hala tam olarak tercih yapamasam da sanırım düğmenin en yakıştığı parçanın berjerler olduğunu düşünüyorum :) Eminim bu görselleri gördüğünüzde siz de benim kadar kararsız kalacaksınız..








Yok benim hayalimdeki oturma odası ve ya çalışma odası bu konsepte uymuyor diyorsanız bence düğmelerin sihirli dokunuşlarının değdiği yatak odalarına bir göz atın derim. Düğmeli yatak başları hayalimdeki yatak cibinliğin modernize edilmiş formları olmasa ( bu konuya da daha sonra değineceğim:)) , favorim düğmeliler diyebilirim. Benim gözüme takılıp da bilgisayarımın köşelerine attığım görseller de şu şekilde, umarım size de ilham verir haydi bakalım..







Evim dayalı döşeli ama bunlarda da içim kaldı diyorsanız mevcut mobilyanıza tamamlayıcılarla hareket katabilirsiniz. Düğmeli puflar, uzanma koltukları sizleri bekliyor..





Ah benim bu düğmelerle başım dertte anlayacağınız, şimdi top sizde.. Sizin tercihiniz hangisi?


 Esen kalın, 'hoşça' kalın..
evdeduzulecremedebrulee

PS: Görseller google taramasıyla bulunup kullanılmıştır, bana ait değildir.. emeğe saygı:)

3 Ağustos 2014 Pazar

DAVETİYE Deyip Geçme Sakın!!

Uzunca bir bayram molasından sonra herkese merhaba! Biraz bayram, biraz tatil, hadi kaçırmayalım bu güneşi, denizi, kumu derken ancak yazabildim ama boş durmadım yeni yeni fikirlerle kısa aralıklarla yazılar yazmaya devam edeceğim. Bazen rastlantılardan doğan fikirler olur ve bu kesin paylaşılmalı dersiniz bu da onlardan biri; farklı davetiyeler fikri.

Son yıllardaki nişan ve düğün organizasyonlarının her noktası ayrı bir emek ve çalışma gerektiriyor diyebiliriz, tabii bu trende ayak uyduranlara. Bu kadar ihtişam ve özveri kimilerine göre gereksiz gözükebilir fakat hem davetliler hem de gelin ve damat için her ayrıntı o günden güzel bir hatıra olarak kalabilir. Davetiyenin de organizasyonun nasıl bir havası olacağı konusunda bir rehber olması açısından çok önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz.

Romantiğim, romantik bir çiftiz diyenler; hayalimde pembe güllerle bezenmiş kır düğünleri geliyor bu davetiyeler sizin için olabilir. Denizin esintisini davetiyenizde hissedin. Deniz kabuklarını , deniz yıldızlarını toplayarak uzak denizlerden muhteşem kokusuyla davetlilere ulaşan davetiyeler tam size göre..



Ben geleneklerime bağlıyım diyenlere.. Fransız dantelinden dikilmiş bir gelinlik, uzun bir duvak, kırmızı ve beyaz güller, büyük şamdanlar sizin düğününüzün vazgeçilmezleriyse, mendilden bir davetiye tüm davetlilere hayatınızın sonuna kadar bu asilliğe, geleneklere ve sahip olduğunuz her şeye sadık kalacağınızı sembolleyebilir. Belki de, bir mendile zamanında hayallerini katlayıp o mutlu güne kadar saklayan ne çok sevgili vardır. Keşke o günler şimdilerde tekrar yaşanabilse diyorsanız bu davetiye sizelere..




Ruh ikizini bulduğuna inananlara.. Her çift birbirine benzer, yıllar geçer birbirine çeker derler. Eller kavuşur bir ömür için, ruh ruha dolaşır. Bu davetiye böylesine duygu dolu, duygusal çiftlere, parmak izini her davetliye değdirenlere.. Aşk kokan bir düğün tam size göre.




Fotoğraf aşığıyız biz, an'ı somutlaştırmak bizim işimiz, ah canım çok mu fotojeniğiz diyenler hadi buyurun buradan yakın. Bu davetiye tam sizlik.. Bir film şeridi gibi ömür hayal edenlere.. Kendi fotoğraflarınızla hazırlanmış film şeritleri süslesin en mutlu gününüzü..





Süprizleri sevenler, şaşırtmak mutluluktur, farklı olmak ayrıcalıktır diyenler, bu davetiyeler size.. Eminim davetliler ellerine geçen bu davetiyeleri görünce gülümsemeden duramayacaklar.. Konserve kutusundan davetiye çıktığına göre pastadan dansöz bile çıkabilir düğünde kimbilebilir:)




Son davetiyemiz ömrümüzün pasaportunu aldık, kemerlerinizi takıp yolculuğumuza siz de misafir olun diyenlere.. Eminim böyle bir davetiye hafızalara kazınacaktır ve belki de balayı hayalini kurduğunuz ülkenin/şehrin konseptini düğününüze yansıtıp davetiye-düğün uyumunu bu şekilde yakalarsınız..






Mutlu bir gelin, damat olmanız dileğiyle..Tüm dilekleriniz gerçek olsun, mutlu günler peşinizde olsun. Esen kalın, 'hoşça' kalın:)


PS: Görseller google taramasıyla bulunmuş olup, şahsıma ait değildir.. emeğe saygı:)