h3.post-title { font-family: 'Kaushan Script', cursive;}

17 Temmuz 2014 Perşembe

Düdüğümü de aldım geldim

Merhabaa, sayfama sefa geldin hoşgeldin.

Merhaba diyebilmem bir hayli zaman aldı, sonunda ben de düdüğümü aldım geldim. Küçükken ablam sözü çok geçtiğinde anneme düdüğüm yok benim diye trip attığım, 'haydi kampa' da inek obasını pembe düdüğümle uyandırdığım, kısacası sesim 'sesle'mediğinde beni, dilime ses olan düdük bu düdük işte. İnsan konuşmak, sevmek, yürümek, koşmak kadar yazmaya da ihtiyaç duyuyormuş meğer. İşte bu nedenle koşarak geldim yazmaya düdüğüme ses olmaya, evime uğrayan Créme Brulee'min tadına varan herkese 'Merhaba'..

Gelelim geçerken uğrayıp, bakıp da takıldığınız bu blogta sizi nelerin karşılayacağına. Tasarım ve dekorasyon konusundaki sonsuz merakım, algıda seçiliğin azizliğine uğrayıp ufacık bir yerde yakaladığım 'farklılığa' ayırdığım saatlerimin derlemesini bulabileceksiniz. Bunun dışında; stil, seyahat, fotoğraf, resim, spor, yemek,  alışveriş, organizasyon gibi kısa lafın uzunu hayatıma dokunan, izi kalan, uğrayan, geçip giden her kareyi sizlerle paylaşacağım. Aklınıza kimdir bu blogger'cık' ne biliyor da anlatıyor derseniz eğer bir mühendisin gözünden tamamen merakının törpülenmesiyle öğrendiği, araştırdığı, okuduğu, gördüğü,göreceği, öğreneceği,okuyacağı her şeyin buradan seslenmesidir. Sesimi sık sık buralarda duyacağınızdan emin olabilirsiniz, evime sesime kulak vermeye, görüp de bakmaya, bakıp da bruleemi tatmaya beklerim. 

İlk yazımı müsadenizle yolcu yolunda gerek diyerek uzun yol şarkılarını birlikte dinlemeyi temenni ederek, türk filmlerinden fırlamış bu cümleyle tamamlamak istiyorum. Esen kalın, hoşça kalın.


Fransa'nın bağrından kopup gelmiş:
Ev dé görüle & Créme dé Brulee

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder